AB Emisyon Ticaret Sistemi’ne Giriş

Avrupa Birliği Emisyon Ticaret Sistemi (EU ETS), 2005 yılında uygulamaya alınan ve dünyanın en büyük çok uluslu karbon piyasası olan bir cap‑and‑trade programıdır. Sistem kapsamında enerji santralleri, ağır sanayi tesisleri ve havayolu şirketlerine yıllık emisyon izinleri tahsis edilir ve bu şirketler ihtiyaç fazlası izinlerini satabilir, açıklarını satın alabilir[1]. Zamanla toplam izin miktarı azaltılarak AB’nin 2030 ve 2050 iklim hedeflerine ulaşılması amaçlanmaktadır.

Tarihsel Gelişim ve Başarılar

EU ETS, dört aşamada gelişmiştir ve her aşama sistemi güçlendirmek için düzenlemeler içermektedir. Başlangıçta birçok izin ücretsiz dağıtılırken, sonraki dönemlerde açık artırmalar yoluyla gelir elde edilmeye başlanmıştır. Bu sayede iklim finansmanı için ek kaynak yaratılmıştır. Elektrik üretiminin sera gazı yoğunluğu AB genelinde azalmaya devam etmektedir; 2023 yılında bir kilovat saat elektrik üretimi 2022’ye göre ortalama %20 daha az CO₂ emisyonu oluşturmuş ve son on yılda %36 azalma sağlanmıştır[2]. Yenilenebilir enerji yatırımları ve artan karbon fiyatı, AB’de kömür kullanımının azalmasına büyük katkı sağlamıştır.

Zorluklar ve Eleştiriler

EU ETS, karbon fiyatındaki dalgalanmalar ve bazı sektörlere sağlanan ücretsiz izinler nedeniyle zaman zaman eleştirilmiştir. Aşırı izin arzı, karbon fiyatını düşürerek şirketlerin yatırım teşviklerini zayıflatmıştır. Ayrıca, karbon kaçağı riski (şirketlerin daha az düzenlenen bölgelere taşınması) ve sosyal adalet kaygıları, sistemin sürekli olarak gözden geçirilmesini gerektirmiştir.

Türkiye İçin Dersler

Türkiye, AB ile ticaret hacmi yüksek olan ve sanayi ihracatı AB pazarına bağımlı bir ülkedir. AB’nin sınırda karbon düzenleme mekanizması (Carbon Border Adjustment Mechanism) uygulamaya girdiğinde, karbon yoğun ürün ihraç eden ülkelerin kendi emisyon fiyatlandırma sistemlerini kurması zorunlu hale gelecektir. Türkiye için bu, bir ulusal emisyon ticaret sistemi veya karbon vergisi geliştirme fırsatı sunar. AB ETS’nin tecrübesi, izin dağıtımı, fiyat istikrar mekanizmaları ve piyasa şeffaflığı konularında yol gösterici olabilir.

Ayrıca, Türkiye’nin elektrik üretiminde yenilenebilir enerji payını artırması ve enerji yoğun sektörlerde verimlilik yatırımlarına odaklanması, hem ulusal karbon piyasasına hazırlık hem de enerji güvenliği açısından önemlidir. AB ile uyumlu bir karbon fiyatlandırma mekanizması, Türkiye’nin ihracat pazarlarında rekabet gücünü korurken iklim hedeflerine katkıda bulunacaktır.

Sonuç

Avrupa Birliği Emisyon Ticaret Sistemi, küresel karbon piyasalarının gelişiminde öncü bir rol oynamaktadır. Türkiye’nin sürdürülebilir kalkınma hedeflerine ulaşması ve AB ile entegrasyonunu güçlendirmesi için EU ETS’den dersler çıkararak kendi emisyon yönetimi politikalarını oluşturması büyük önem taşır.

Karbon piyasalarının geleceği, mevcut uygulamaların ötesine geçerek karbon çıkarımı ve yeni teknolojilere dayanacak. Uzmanlar, gönüllü piyasaların büyümeye devam edeceğini, ortadan kaldırma odaklı projelerin payının artacağını ve yenilikçi finansman araçlarının gelişeceğini belirtiyor. Bu alanda büyüme, yatırımcıların sürdürülebilirlik taahhütleriyle birleştiğinde, düşük karbonlu ekonomiye geçişi hızlandırabilir.

Bununla birlikte, karbon kredilerinin kalitesi ve piyasaların bütünlüğü konusundaki sorular gündemde kalmaya devam ediyor. Şeffaflık, izlenebilirlik ve güçlü doğrulama mekanizmaları, güvenilir bir karbon piyasası için vazgeçilmezdir. Hükümetler, sivil toplum kuruluşları ve özel sektör, ortak kurallar ve en iyi uygulamalar etrafında işbirliği yaparak karbon piyasalarının etkisini maksimize edebilir.

Son olarak, iklim değişikliği ile mücadele yalnızca politika yapıcıların ve şirketlerin sorumluluğu değildir. Her birey, enerji verimliliğini artırarak, sürdürülebilir ulaşım seçeneklerini kullanarak ve tüketim alışkanlıklarını gözden geçirerek kendi karbon ayak izini azaltabilir. Emisyon kredileri, kaçınılmaz emisyonları dengelemek için yararlı bir araç olsa da, ilk adım daima emisyonları kaynağında azaltmaktır.

Uluslararası iklim hedeflerine ulaşmak için karbon kredilerinin yanı sıra karbon vergisi, temiz enerji teşvikleri ve yenilikçi teknolojik çözümler gibi başka politika araçlarına da ihtiyaç vardır. Bu mekanizmaların bir arada kullanılması, emisyon azaltımını hızlandırırken ekonomik büyümenin ve sosyal adaletin korunmasına yardımcı olabilir. Böylece, iklim eyleminin hem çevresel hem de toplumsal boyutları ele alınarak daha kapsayıcı ve etkili sonuçlar elde edilir.

Geri

Kaynakça

  1. AB Emisyon Ticaret Sistemi enerji ve sanayi tesislerine yıllık emisyon kotası tahsis eder; şirketler izin alıp satabilir.
  2. 2023’te AB elektrik sektörünün sera gazı yoğunluğu 2022’ye kıyasla %20 daha düşüktü ve son on yılda %36 azaldı.
🌓 Theme